Metal tuzlarının genel adı olan siyanür, kimyasal olarak bir karbon ve buna bağlı üç azot atomu içeren bileşiktir. 28 °C kaynayan siyanür, çok güçlü bir zehir olup kokusu acı badem kokusuna benzemektedir. Siyanür çeşitleri; organik ve inorganiktir.
Siyanür, kimyasal yollarla üretilebildiği gibi bazı bitki ve hayvanlar tarafından doğal yollarla da üretilmektedir. Kiraz, badem, kayısı, şeftali, erik, fasulye, patates, turp, lahana, şalgam, brokoli siyanürlü bileşikleri doğal yoldan üreten bitkilerdir.
Siyanür kullanım alanları nelerdir?
Siyanür, demir çelik endüstrisinde, maden sanayi kollarında, akrilik, fiber, plastik, sentetik kauçuk üretimleri gibi birçok sanayi alanında tüketilmektedir.
Siyanür ve madencilik arasındaki ilişki nedir?
1880’li yıllarda madencilikte altın-gümüş arama çıkartma süreçlerinde kullanılmaya başlanmıştır. Fakat bu faaliyetler sonrası ortaya çıkan atık maddelerin toprağa, havaya ve suya karışmasıyla; doğaya ve insan sağlığına zarar verebilmektedir. Bunun önüne ancak uygun bozundurma ünitesi ve standartlara uygun atık barajı ile geçilebilmektedir. Bugün hala dünyadaki altın arama çalışmalarının büyük bir bölümü siyanür tekniği ile yapılmaktadır.
Siyanür’ün insan vücuduna etkisi
Siyanür, yüksek miktarda madde zehir görevi görür ve tehlikeli sonuçlar doğurur. Bu madde, kanın dokuları oksijen ile besleyememesine ve bunun sonucu olarak hipoksik şoka ve ölüme neden olabilir.
Eser miktarda vücuda alınan siyanür tehlike taşımaz, vücutta depolanmaz. Kanserojen değildir. Sigara dumanında ve yangın dumanında bulunur.
Siyanür zehirlenmesi ve tedavi
Tedavide amaç vücuttaki zehirli maddenin zehirsiz madde ile yer değiştirmesi gerekmektedir. Bunun için öncelikle hastaya sodyum nitrit, sonra da sodyum tiyosülfat verilir. Daha sonra verilen sodyum tiyosülfat ise siyanür ile reaksiyona girerek tiyosiyanat oluşturur. Bu madde vücut için toksik değildir ve böbreklerden atılır.