Karadağ Gezilecek Yerler

Karadağ Gezilecek Yerler

kotor gezilecek yerler

Son yıllarda vize istemeyen ülkeler arasında belki de en çok merak edilen bölge Karadağ. Özellikle yakın bir zamanda Avrupa Birliği’ne girmesi beklendiği için Türkiye’den de birçok kişinin yatırım yapmaya başladığı ülkelerden. Her ne kadar Avrupa Birliği’nde olmasa da şimdiden Euro kullanmaya başlamış durumda. Yugoslavya’nın parçalanması ile beraber 2006 senesinde bağımsızlığını alan balkan coğrafyası içerisinde yeni bir durak aslında. Biz de bilinen ismi ile Karadağ ama orijinal ismi Montenegro; İtalyanca da bire bir Karadağ anlamına geliyor.

Yaz aylarında uygun fiyatlı deniz, kum, güneş ve tarih istiyorsanız bu keyfi bir arada yaşayabilirsiniz. Ülke olarak balkanların en küçük ülkesi olsa da belki de balkanlarda ki en güzel sahillere sahip. Bunun içinde Avrupa’nın bile son yıllarda dikkatini çekmiş ve yaz aylarında bir yerden bir yere giderken çok ciddi araç trafiğiyle karşılaşılabiliyor. Adriyatik sahilleri bir başka deyişle Dalmaçya kıyıları size yeşil ve mavinin her tonunu sunuyor.

Karadağ da nasıl ulaşım sağlarım derseniz İstanbul’dan direk başkent Podgorica’ya her gün uçuş bulunmakta. Şuan için sadece Türkiye’den Podgorica’ya ulaşım bulunuyor. Gezinize bağlı olarak araç kiralayabilir ya da rotanıza uygun güzergahta şehirler arası otobüslerle ulaşım sağlayabilirsiniz. Podgorica’dan Herceg Novi, Budva, Kotor ve Tivat’a otobüsler mevcut. Türkiye’de son yıllarda en çok ismi geçen yerlerin başında Kotor ve Budva gelmekte. Podgorica’dan başlayıp önce Budva ardından da Kotor’u ziyaret edebilirsiniz.

Karadağ turizminin merkezi; Budva

Budva 2.500 yıllık bir geçmişe sahip, Adriyatik’in en eski yerleşim yerlerinden bir tanesi. Tarihi boyunca İlirler’den, Yunan kolonilerine, Roma imparatorluğuna ev sahipliği yaparken, şehrin günümüze ulaşan tarihi surları ve binaları ise Venedik yönetimindeyken yapılmış. Kasabanın kalesi şehrin güney ucunda yer alıyor. Aslen St Mary Kalesi olarak bilinen surlar, sürekli olarak Orta Çağlar boyunca yeniden inşa edilip, genişletilmiş.

Budva kalesi yaz aylarında turistlerin en çok ziyaret ettiği yerlerden. Kale içerisinde Aziz Ivan kilisesi (17. yy), Punta Santa Maria (MS 840) ve Kutsal Üçleme Kilisesi (1804) bulunmakta. Tarihi yerler kale içerisinde bulunurken, 20. yy itibariyle turizm bölge de genişlemeye başlamış. Uzun tarihi ve iyi korunmuş eski kenti ile dikkat çekse de, esas olarak gezi ya da kültür turizminden daha çok eğlence ve deniz için tercih ediliyor.

Budva’da nerede denize girilir diye düşünebilirsiniz. Eski kentin yakınında ve batısında 1600 metre uzunluğunda Slovenska plajı Budva sahillerinin en büyüğü olarak bilinmekte. Diğer plajlar ise şehrin dışında bulunuyor. Aracınız varsa ya da şehir içi otobüsler ile Tivat yönünde 2.5 km uzaklıkta Jaz plajını tercih edebilirsiniz. Aynı zaman da içerisinde bir de kamp alanı mevcut.

Son yıllarda yabancı yatırımcılardan dolayı Budva’da inşaat sektörü gelişmiş durumda ve doğal güzelliği yok olmaya başladı. Bu yönden bakıldığında Jaz 1 km uzunluğa sahip kumsalıyla doğa ile iç içe size mavi ve yeşilin tüm tonlarını fazlasıyla sunuyor. Her yıl Jaz plajında deniz dansları festivali yapılıyor. Tatilinizi festival zamanına da denk getirebilirsiniz.

Jaz Beach - Budva

Jaz Beach – Budva

Ana kara dışında Budva limanından kalkan küçük motorlar ile tam karşısında bulunan St. Nikolas adasına da geçebilirsiniz. Üzerinde yerleşim yeri bulunmuyor ve diğer yerlere oranla daha az kalabalık olan yerlerden. Budva‘ya kadar gelip Sveti Stefan adasını görmeden dönmemenizi tavsiye ederim. 15. yy kadar dayanan bir geçmişi var ve buradaki taş evler restorasyondan geçerek bugün Amon Resort tarafından otel olarak hizmet vermekte. Ada yapay şekilde kara ile bağlanmış durumda ve etrafında kendine ait plajı var.

Yerel tur acenteleri kişi başı 20 Euro karşılığında adaya turlar düzenlemekte. Tabi ki Budva’da konaklama yapmak isterseniz seçenekler çok fazla. Özellikle Karadağ’daki en lüks oteller bu bölgede bulunuyor. Gecelik konaklamalarda lüks otellerin fiyatları 100 Euro’dan başlarken küçük yerel pansiyonlarda mevcut. Budva’ya göre daha uygun fiyatlı konaklama isterseniz Stomore yönünde 19 km uzaklıkta, 600 metre uzunluğunda plaja sahip Petrovac kasabasını da tercih edebilirsiniz.

Orta çağdan kalma eski bir şehir; Kotor

Kotor, Adriyatik’teki en iyi korunmuş orta çağdan kalma eski şehirlerden biri ve UNESCO dünya mirası listesinde yer almakta. Şehre girdiğiniz an itibariyle sizi bir orta çağ kalesi karşılıyor. Burada bilinen ilk kale roma döneminde yapılmış ve Roma Dalmaçya eyaletinin bir parçası olmuş. 15. yy-18. yy arasında Venedik Cumhuriyeti tarafından kontrol edilmiştir. 2. Dünya Savaşı’nda ise kontrol İtalyanların eline geçmiş ve 2. Dünya Savaşı sonrası kurulan Yugoslavya Federal Cumhuriyeti’nin bir parçası olmuştur.

Kotor’da gezilecek yerler dendiğinde aslında ilk olarak eski şehrinden başlamak gerekiyor. Zaten şehre girdiğiniz an itibariyle şehir surları karşınıza çıkıyor. Şehir surlarının Deniz kapısından (ana kapı) eski şehre giriş yapabilirsiniz.

kotor ana giris kapisi

Kotor ana giriş kapısı

Buradan girdiğinizde ilk olarak Silah Meydanı ve saat kulesini görüyorsunuz. Şehrin içerisinde ki eserlerin çoğu 16-18 yy arasında yapıldığı bilinmekte. Saat Kulesi de 1602 yılında Antonio Grimani tarafından yapılmış. Aynı zaman da saat kulesi çan kulesi olarak da kullanılmış. Şehrin içerisi aslında bir labirenti andırıyor; toplamda 4 meydan var ama şehrin ara sokaklarında biraz kaybolmakta fayda var.

Çünkü şehir ara sokaklarda kendini göstermeye başlıyor. Saat kulesinden sola doğru devam ederseniz Un meydanına çıkıyorsunuz burada gördüğünüz binalar zamanında yaşamış soylu ailelere ait olan eski saraylar ama bugün farklı şekillerde kullanılıyorlar.

kotor saat kulesi

Kotor saat kulesi

Un meydanından devam ettiğinizde bu sefer karşınıza St. Tryphon Katedrali ve meydanı çıkıyor. Katedral 1166 yılında yapılmış ve şehrin koruyucu azizi St. Tryphon’a adanmış. Aslında bize çok uzak bir isim değil St. Tryphon İ.s 3 yy da Anadolu’da yaşamış Roma İmparatorluğu’nda işkence görmüş ve İznik’te 250 senesinde öldüğü bilinmekte. Hem Ortodoks hem de Katolik kiliseleri tarafından aziz olarak kabul ediliyor.

Katedralin tam karşısında ise Arşiv binası var ve 1326-1942 yılına kadar Kotor ile ilgili belgeler içerisinde yer almakta. Şehrin içerisinde bir yuvarlak çizerek tüm meydanları görebilirsiniz. Arşiv binasından devam ederek Müze meydanına ve ardından da St. Lucas meydanına ulaşılıyor. Bu meydan da ise iki tane Ortodoks kilisesi bulunmakta ve meydan adını 1195 yılında yapılmış olan St. Lucas kilisesinden alıyor.

St.Lukas kilisesi

St.Lukas kilisesi

Diğer tarafta ise 1902 yılında yapılmış olan St. Nikolas kilisesi yer almakta. Meydan da iki Ortodoks kilisesi bulunduğu içinde halk arasında Ortodoks meydanı olarak da adlandırılıyor. Meydandan devam ederek tekrar başladığınız Silah meydanına ulaşabilir ya da şehri tepeden izlemek için rotanızı biraz daha uzatabilirsiniz. St. Nikola kilisesinden yukarı doğru devam ettiğinizde şehrin tepesinde 250 mt yükseklikte St. John kalesi ve Meryem Ana kilisesi bulunuyor. Aslında şehrin panoramik olarak en güzel manzarası da buradan izlenebiliyor.

Eğer gücünüz ve zamanınız yeterliyse yaklaşık 1000 basamaktan oluşan merdivenler ile kiliseye ulaşabilirsiniz. Müzelere ve kiliselere girişler ücretli; kişi başı 3 Euro ile 5 Euro arasında değişiklik gösteriyor. St john Kalesine çıkmaksa 2018 yılı güncel fiyatı 8 Euro. Bir çok ülke de olduğu gibi Kotor’da da şehir giriş parası olarak 1 Euro ödeyip karşılığında da şehrin haritasını temin edebilirsiniz. Son yıllarda Türkiye’den çok fazla turist geldiği için Türkçe harita da bulunmakta.

Bu kadar gezdikten sonra Kotor’da nerede yemek yenir diyebilirsiniz. Eski şehrin içerisinde çok sayıda restoran bulunuyor. Özellikle Karadağ deniz mahsulleri yönünden çok zengin. Eğer midye ya da kalamar seviyorsanız muhakkak burada tadına bakmalısınız. Midye bizdekinden farklı olarak kabukla haşlanmış şekilde geliyor ve bir kadeh şarap eşliğinde 11 Euro gibi bir ücreti bulunuyor. Deniz mahsulleri sevmiyorsanız pizza ya da makarna da tercih edebilirsiniz. Pizza ve makarna ücretleri tercih edeceğiniz yere göre değişse de ortalama 9 Euro civarında.

Aslında en çok merak edilen ise Kotor’da nerede denize girilir sorusu. Maalesef Kotor şehir merkezinde böyle bir seçenek bulunmuyor. Çünkü bir liman şehri ve körfezin içerisinde yer alıyor. Ancak şehirden Dobrota yönünde 5-10 dakika uzaklaştığınız da denize girebileceğiniz çok güzel küçük koylar bulunmakta. Bu bölgede aynı zamanda küçük konaklayabileceğiniz apartlarda mevcut.

Genel olarak Karadağ’da konaklama olarak bütçenize göre seçenekler çok fazla Avrupa jet sosyetesinin konaklamayı tercih ettiği lüks otellerden, küçük yerel işletmelere kadar seçenekler bulunuyor. Otel fiyatları kişi başı 35 Euro’dan başlarken, küçük apart yada hosteller de kişi başı 20 Euro’dan başlayan fiyatlarla konaklayabilirsiniz.

Yazar hakkında

Nisa Enez

Kadir Has Üniversitesi Turizm ve Otel İşletmeciliği'nden mezun olan, Selanik Aristoteles Üniversitesi Yunanca eğitimi alan Nisa, 4 sene Yunanistan'da yaşayarak orada çeşitli turizm firmalarına lokal rehberli yaptı. 2010 yılından beri de Türkiye'de çeşitli firmalara Yunanistan ve Balkanlar'da rehberlik yapmaya devam ediyor. En büyük merakı ise Tarih.

2 yorum

Yorum yap