Pek çok insan için güzel pişmiş bir bifteğin veya sulu bir hamburgerin cazibesine direnmek zordur. Et besinlerle dolu olmasına rağmen, aynı zamanda bir dizi doğal kimyasal toksin, doymuş yağ ve sindirimimizi zorlaştıran elementler içerir. Çok fazla et yemek, diyabet riskini arttırmaktan kalp hastalığına ve hatta kansere kadar ciddi sonuçlara yol açabilir.
Kabızlık
Hepimizin farklı sindirim sistemleri var ve bunlar genetiğimize ya da beslenme alışkanlıklarımıza dayanır. Etin kesimine bağlı olarak, bazı etlerin yağ oranı oldukça yüksektir. Yağların vücut tarafından sindirilmesi uzun zaman alır bu da ertesi gün hazımsızlığa neden olabilir. Kabızlık, kırmızı etlerde bulunan yüksek demirin bir sonucu olabildiği gibi ayrıca düzenli bağırsak hareketleri için gerekli olan lif bakımından da düşüktür.
Öneri: Bazı araştırmalar, çok fazla kırmızı et yemenin bağırsak kanseri olasılığını artırabileceğini ortaya koyuyor. Kırmızı eti sadece ölçülü miktarlarda (haftada sadece iki kez 100-200 gr) bol sebze veya tahılla yemeye çalışın. Karaciğer ve böbrek yemekten kaçınmaya çalışın. Deniz ürünleri veya tavuk yiyin ve haşlanmış eti kızartın.
Sürekli aç hissetmek
Yeni yemek yemiş olmanıza rağmen sürekli aç hissediyorsanız, bu çok fazla protein tükettiğiniz anlamına gelebilir. Vücudunuzda yeterli karbonhidrat olmadığında, vücudunuzun kan şekeri düşer ve sizi aç hissettiren kimyasal olan duygudurum düzenleyici serotonin üretmezsiniz.
Öneri: Her zaman aç hissettiğinizin farkındaysanız, öğle yemeğinde sandviç yerine çilekli yoğurt veya tam tahıllı kraker ile humus atıştırmayı deneyin. Birkaç gün eti kesmeye çalışın ve kendinizi daha iyi ve taze hissedip hissetmediğinizi görün.
Göz altı morlukları
Göz altı morlukları sadece uykusuzluktan veya yorgunluktan kaynaklandığını düşünmeyin. Eti gerektiği gibi sindirememenin cilt görünümünü bozabileceği ortaya çıktı. Göz altı morluklarınız oluşmuşsa (özellikle et yedikten sonraki gün), etin düzgün sindirilmediğinin bir işaretidir.
Geçirgen bağırsak sendromu, et parçacıklarının bağırsak duvarından geçerek sindirilmeden doğrudan kan dolaşımına geçmesine izin verir ve bunlar vücut tarafından “yabancı” istilacılar olarak kabul edilir. Vücut, yabancı maddeyi ortadan kaldırmak için belirli antikorlar üretmeye çalışacaktır ve buna tepki olarak genellikle doktorların gözden kaçırdığı bir semptom olan göz altı morlukları olabilir.
Yüksek tansiyon
Yüksek tansiyonunuz varsa, bu eti azaltma zamanının geldiğinin bir işareti olabilir. İşlenmiş ve pişirilmiş etler, baharatlandıkları ve tuzla korundukları için yüksek düzeyde sodyum içerirler. Ayrıca tavuk derisi ve kırmızı etin doymuş yağ oranı oldukça yüksektir. Bütün bunlar yüksek tansiyona ve hatta koroner kalp hastalığının oluşmasına neden olabilir.
Öneri: Tükettiğiniz et miktarını azaltmaya çalışın, bunun yerine sebzelere geçin. Dayanamıyorsanız, normalde daha az yağ içerdiğinden daha yağsız et ve deniz ürünlerine geçmeyi deneyin.
Kötü nefes ve vücut kokusu
Ağız ve vücut kokusu yaşamak, vücudunuzun eti düzgün sindiremediğinin bir işaretidir. Et iyi sindirilmezse, kötü koku sindirim sisteminizden geri döner ve sonunda cildinizi ve nefesinizi etkiler. Bu hoş olmayan sorunları yaşamaya devam ederseniz, bağırsaklarınızda birikmemesi ve eti parçalamaya yardımcı olması için sindirim enzim takviyeleri almayı deneyin.
Zayıf bağışıklık sistemi
Vücudunuz eti düzgün sindiremediğinde, normalden daha sık hastalanabilirsiniz. Kırmızı ette bulunan doğal şeker (Neu5Gc olarak adlandırılır) nedeniyle bağışıklık sisteminiz etkilenebilir ve vücudumuzun sindirim sistemi bozulur. Vücudumuz bu şekeri üretmez ve bu yüzden ona toksik bir bağışıklık reaksiyonu başlatan yabancı bir madde gibi davranır. Bu reaksiyon, kanser gibi ciddi başka birçok soruna neden olabilir.
Öneri: Kinoa, fındık, yeşil sebzeler ve meyve gibi daha besleyici yiyecekler yemeye çalışın. Temel antioksidanlar, lif ve protein içerir ve vücudumuz için gerekli tüm makro ve mikro besin ihtiyaçlarınızın karşılanmasını sağlarlar. Bu nedenle et yemek zorundaysanız, bunu yukarıda sıralanan sağlıklı yiyeceklerle dengelediğinizden emin olun. Bağışıklık sisteminizi desteklemek için biraz egzersiz ve yeterli D vitamini almayı da unutmayın.
Mide bulantısı
Bulantı, etteki bazı bakterilere tepki olarak oluşabileceğinden, etin iyi sindirilememesinin yaygın bir belirtisidir. Bazı hamile kadınlar, et yemenin kendilerini aşırı derecede mide bulandırıcı hissetmelerine neden olduğunu söylerler. Ayrıca vücudunuzdaki bir şeyin (belki de fazla çalışan bir organın) eti reddetmesi de olabilir.
Öneri: Yeşillik tüketmeye dikkat etmenize rağmen et yedikten 4 ila 26 saat sonra mide bulantısı hissediyor veya kramplar yaşıyorsanız hemen bir doktora görünmelisiniz.
Tükenmişlik
Et yedikten sonra kendinizi çok halsiz veya yorgun hissetmeye başlarsanız, bunun normal olduğunu düşünmeyin. Bu, vücudunuzun eti sindirmediği ve bağırsaklarınızda sıkışıp kaldığı anlamına gelir. Sıkıştığında vücudunuz tüm enerjinizi sindirim sisteminize yönlendirir. Ayrıca, et yedikten sonra günlerce bağırsağınızda tuğla gibi bir şey taşıdığınızı hissediyorsanız, artık yeşil ve taze bir şeylere geçmenin zamanı gelmiştir – meyve, taze ve çiğ sebzeler gibi.
Şişkinlik
Et ürünleri, özellikle kırmızı etin içerdiği protein insan vücudunun sindirimini yaptığı en zor besinlerden biridir bu da şişkinliğe neden olabilir. Et gibi çok miktarda yağlı yiyecekler midenizi daha yavaş boşaltır ve bu da şişkinlik veya rahatsızlığa neden olur. Etin yanlış sindirilmesi vücutta toksin birikmesine neden olabilir.
Öneri: Biftek yemek yerine balık veya tavuk yiyin. Bu hayvansal ürünleri sindirmek bizim için daha kolaydır. Garnitür veya salata olarak daima sebzeleri (buharda pişirilmiş veya çiğ) bulundurun. Et yemeyi bırakırsanız, büyük olasılıkla şişkinlikten kalıcı olarak kurtulacaksınız.
kaynak