Erkek ve kız çocuklarını büyütürken kullandığımız yöntemler farklıdır. Bazen bu yöntemler bilinçaltımızdaki basmakalıp önyargılardan etkilenir. Erkek çocuklarından cesur, dirençli ve güçlü olmaları beklenir. Kızlara ise sakin, temkinli ve mükemmel olmaları söylenir. Ancak bu yaklaşım, çocukların kişiliğini ve geleceğini olumsuz etkileyebilir.
Mükemmel olmaya çalışmak ruh sağlığını etkileyebilir
“Pratik yapmak mükemmelleştirir” derler. Peki gerçekten mükemmel olmaya çalışmamız gerekiyor mu? Tabi ki hayır. Psikologlar, mükemmeliyetçilik peşinde koşmanın sağlıklı olmadığını söylemektedir. Mükemmeliyetçilik, hata yapma korkumuzdan beslenir ve korktuğumuzda, doğru, mantıklı kararlar veremeyiz. Bu durumda çocukları mükemmel olmaya teşvik ederek, hata yapmaktan korkmalarını aşılıyoruz. Ancak günlük hayatta hatalardan kaçınmak mümkün değildir. Çocuklar hata yaptığında, onların üzülmemelerini ve içinde bulundukları negatif durumdan bir an önce kurtulmalarını dileriz.
Kızlar özgüven eksikliği yaşamaya daha meyillidir
Cinsiyet ve özgüven konusuyla ilgili tartışmalar geçmişten beri devam etmektedir. Son zamanlarda yapılan bir çalışma kadınların kendi performanslarını erkeklere kıyasla düşük olarak değerlendirme olasılıklarının daha yüksek olduğunu göstermektedir. Çalışma, erkekler ve kadınlar arasında özgüven ve kendilerini ifade etme biçimi arasında fark olup olmadığını belirlemek için 4.000 katılımcının anket sonuçlarını değerlendirdi. Sonuç; kadınların, erkekler kadar iyi performans sergilediklerini ve kendilerinden emin olduklarını düşünmelerine rağmen kendilerini erkekler kadar doğru ifade edemediklerini göstermiştir.
Avukat, aktivist ve “Kodlayan Kız” adlı kar amacı gütmeyen bir organizasyonun sahibi olan Reshma Saujan, kendisi hakkında bir tecrübeden bahsediyor: ”Kız çocuklarına cesur olmayı öğretin, mükemmel olmayı değil. “Saujani, kız çocuklarının, öğrenme sürecinde hata yapmaktan korktukları için hiç denememeye daha yatkın olduklarını söylemiştir. Bu durumu, kız çocuklarının gözünden “mükemmel olmak ya da hiç denememek” olarak açıklamıştır.
Bu nedenle kız çocuklarına, hayatın sunduğu fırsatları kaçırmamaları için hata yapmaktan korkmadan risk almalarını, kendilerini yüksek sesle ifade edebilmelerini ve yeteneklerini değerlendirmelerini öğretmeliyiz.
Klişelerden kurtulmalıyız
Kızların özgüvenli olmamalarının ana nedenlerinden biri, toplum tarafından uygulanan klişelerdir. Kadınların şirin, sessiz ve matematikte kötü olması beklenirken, erkeklerin güçlü, cesur olmaları ve kafalarından hızlıca hesaplama yapmaları beklenir. Bu klişe yaklaşımlar bir kadının yeteneklerine ilişkin algısını şekillendirmektedir. Kadınların yapamayacaklarına dair inançları, yeteneklerini farketmelerine engel olabilmektedir. İnsanların, yeteneklerini nasıl algıladıklarını belirlemek için yapılan araştırmalar, kadınların genellikle erkeksi olduğu iddia edilen bir alanda başarısız olacaklarını düşündüklerini göstermiştir. Bu araştırma sonucundan yola çıkan bir araştırmacı, toplumsal cinsiyet kalıplarının, insanların kendileri ve diğerleri hakkındaki inançlarını belirlediğini belirtmiştir.
Konuşma şeklinizi değiştirmelisiniz
Yapılan araştırmalar, kız ve erkek çocuklarıyla farklı şekilde konuştuğumuzu göstermektedir. Toplum tarafından, erkekler genellikle “çok denedikleri ve çaba gösterdikleri” için övüldüğü gibi, kızlar da “şirin, akıllı ve mükemmel” oldukları için övülmektedir.
Kız çocuklarını önyargılarla etiketlemek yerine onları çabaları için övmeliyiz. Kız çocuklarına iyi olmaları gerektiğini söylemek yerine, hedeflerine ulaşmalarını sağlayacak motivasyonu vermeliyiz.
Peki siz, kız çocuklarınızın cesur olduklarını düşünüyor musunuz?